Seyahat her insana çok şey öğretirken kadına biraz daha torpil yapar deyim yerindeyse. Önce kendine yolculuk edersin, bilmediğin iklimlerde paniklemeden -tek başına- yaşamayı keşfedersin. Sonra ani karar anlarıyla nasıl başa çıkacağını öğrenirsin. Büyütüldüğün ortamın aksine – hele Türksen- senin adına karar alan kimse yoktur. Kararlarını kendin alır; planlarını kendin yapar ve sonuçlarına da kendin katlanırsın! Kimse seni korumayacağı için kendini korumayı ustalıkla becerirsin, iç güdülerin zaten iyidir ama hat safaya çıkar; ha bir de insan sarrafı olur çıkarsın.
Farklı kültür, farklı yer, farklı zaman ilham verir. Üretkenlikse özgür olmanın verdiği rahatlıkla tavan seviyede seyreder 🙂 Yemek yapmayı seviyorsan, yeni mutfaklar öğrenmenin tadına doyum olmaz – tabii her zaman iyi de sonuçlanmaz – Dilini bilmediğin bir yerde uyanmanın başlarda verdiği tedirginlik, zamanla yerini yeni bir öğrenmenin keyfine bırakır. Dünyanın her yerinden arkadaşların, olur ya bir gün daralırsan gideceğin dünya dolusu evin; bir gün evlenmeye karar verirsen dünyanın dört bir yanından gelecek misafirin olur!
Kadınların doğasında olan sakin ve güvenli bir yere yerleşme güdüsü seyehat eden kadınlarda biraz daha az – hata oldukça az – tezahür eder. Kariyer peşinde bile olsa sonunda pek çok kadının yerleşmek için aradığı sakin limanın aksine tek başına yollara düşmüş bir kadının gözünde iki şey görürsünüz: yolları devirecek cesaret ve sahiplenmeye karşı duyduğu korku! Ömrünün sonuna kadar bir yerde mutlu mesut yaşamak yerine
“bırakmayı öğren, mutluluğun anahtarı budur.”
felsefesi ile hareket ederler, hem zaten sahiplenmeyi de sahiplenilmeyi de pek sevmezler. Gezdiği her yeri, yolunun düştüğü minicik kasabaları bile yüreğinde taşırken ; muhtemelen ne geçtiği bir yoldan tekrar geçer ne de “keşke kalsaydım” der içinden. Yapraklar yatağı; yıldızlar yorganı, kırlangıçlar arkadaşları olur – teoman ne güzel söylemiş 🙂 –
Ve bir kadına insan oğlunun kuş misali olduğunu öğütler yollar! Hayatında kısacık olduğunu öğretir. Gereksiz triplere, alınganlıklara yer kalmaz zaten… Ne diyor şair :
“Hayat kısa; kuşlar uçuyor…”
Satırlar bir gece vakti birden geldi öylesine. Seyahat eden bir kadına rastlarsanız mutlaka hikayesini dinleyin, muhtemelen çok derindir; muhtemelen bir yerde yitirdiği bir şeyi yollarda arıyordur.
Sevgiler.
Not : Bu yazı yazılırken youtube quiet listimden aşadaki parça dinlendi…