TTNet Liderlik Forumunun ardından geçtiğimiz hafta sonu ise kulübumüzle birlikte Denizli’ de “Woman Devolopers Day” ‘e katıldık. Yazılım alanından kendi dallarında uzman konuşmacıların bulunduğu süper bir etkinlikti. Memleketim olması sebebi ile gidiş benim için zaten çok keyifliydi ancak orada karşılaştığım şeyler çok çok daha keyif vericiydi. Hemen “çok güzel” program içeriğinden bizleri nelerin karşıladığını paylaşarak bu yazının asıl yazılma sebebine gelmek istiyorum 🙂
Bizi ilk karşılayan etkinliğin organizasyonunu gerçekleştiren,sıcak ve samimi PAU Özgür Yazılım Topluluğu oldu. Kayıtlarımızı yapıp yerimizi aldıktan sonra ilk açılış Gülçin Yıldırım‘ın PostgreSQL sunumu ile başladı. PostreSQL ‘in aslında alışkanlıklarımız sebebi ile çok kullandığımız ya da zaman zaman kullanmak zorunda kaldığımız veri tabanlarından farkı bariz şekilde ortaya konuldu. Gülçin Hoca bunun sebebini bizlere açıklarken PostgreSQL in akademik tabanlı kâr amacı gütmeyen bir çalışma olduğu için bu denli verimli olduğunu ekledi biraz inceleyince bende çok hak verdim.
Gülçin Hoca’ nın akabinde sempatik tavırları olan Nesrin Kalender’ den daha çok front-end ile ilgilenenler için Sass ‘ı dinledik. Bizlere kullanışlı bir framework olan Django Web Framework‘u ise Armağan Ersöz anlattı. Coğrafi bilgi sistemleri hakkında bilgi sahibi olduğumuz Burcu Sözay’ ın ardından ise -eğitim hayatı boyunca java görmüş biri olarak şahsımın en çok dikkatini çeken kısım- Seval Ünver ‘den teknik olmayan ve aslında Java‘ yı anlamaya yönelik faydalı bilgiler aldık.
Tabi ki etkinlik bu kadar ile sınırlı değildi. Farklı konularda uygulama ve anlatımın yapıldığı atölyeler ve aralardaki çekilişler de katılımcıların hoşuna giden detaylardı. Ayrıca etkinliğin en etkileyici yanı da kulubün isminden anlaşılabileceği gibi özgür yazılım odaklı olmasıydı.
WDD ‘nin en güzel yanı ise sosyal atölye kısmıydı. Orada özellikle kadınların iş hayatındaki daha doğrusu bilişim sektöründeki yerinden bahsederken şimdiye kadar hep özellikle erkeklerin bizleri yazılım, bilişim sektöründe ciddiye almamalarından rahatsızlığımızı dile getirdik. Benim değinmek istediğim ise olayın farklı bir bakış açısı : Biz kadınlar kendimizi ne kadar ciddiye alıyoruz ? Ne kadar ciddi çalışıyoruz ve aslında en başta bulunması gereken özgüvene sahip miyiz ? Sanırım birazcık sorgulanması gereken nokta burası. Zaman zaman kendim de dahil olmak üzere pek çok bayan arkadaşımda bu eksikliği, umutsuzluğu görüyorum. Okuduğu bölümde tek amacı sadece dersleri geçmek olan ve okul hayatı boyunca kendine artı değer katamayan. Belki de bu değeri nasıl katacağını bilmeyen, ama aynı zamanda araştırmayan da .
Yani demem o ki önce bizler yapabileceğimize yürekten inanmalıyız. Ve bunun için sağlam basan adımlar atmalıyız, yeterinceden fazla çalışmalıyız ki önce kendimizi sonra diğer insanları buna ikna edebilelim .
Bunun için meraklı, araştırmacı, çalışkan olmalıyız zira doğuştan gelen multitasking (çoklu işlem) bir beyin yönetimi bizde zaten mevcut , tek ihtiyacımız alt yapıyı sağlamlaştırmak ve sosyal atölyeden her dinleyicinin çıkarması gerektiği ders gibi asla geç değil.
Buradan etkinlikteki konuşmacı her hocamıza, organizasyon ekibine ve bir de bu yazıyı yazarken de yazım hatalarını iki kere kontrol etmemi sağlayan ve etkinliğin danışmanlığını yapan Hüseyin Mert Hocamıza teşekkür etmek istiyorum . (Umarım şuan okuyordur 🙂 )
Son olarak etkinlikte paylaştığım bir tweet ile yazımı sonlandırıyorum : “Özgür yazılım #WDD : pratik, seri, samimi, paylaşımcı… Tıpkı kadınlar gibi ;)”